25.9.08

leyleği havada görmek


kendimle çelişmekten yoruldum. kendi düşündüklerimi çürütmekten, olaylara/durumlara her yönden bakmaktan yoruldum. 2kişi yaşıyorum sanki aynı anda. sürekli birbirlerinin zıddını düşünen 2 kişi ama inat olsun diye değil.. kararsızlığımın en önemli sebebidir bu bence.

finlandiya işini hallettim gibi. bir aksilik çıkmazsa 29 ekim haftası gidiyorum.

dün yine uzun zamandır görüşmediğim bi adamla görüştüm, mutlu oldum, konuştuk, anlattık, sustuk rahatladık. bir dahaki buluşma kaç ay sonra kimbilir (=

yavrucaklar pek şirinler maşallah. kımıl kımıllar aynı anneleri gibi..



bayram için yapılan plan dayımın rahatsızlığı nedeniyle yön değiştirdi. istikamet istanbul. hiç aklımda yokken(!) yani gidebilme umudum yokken yine yolum düştü istanbul'a. iyi oldu. akçay'ı tercih ederdim aslında. neyse..

evet önümüzdeki hafta istanbulda neler var neler yok bi araştırayım. neler yapabiliriz, nerelere gidebiliriz, kimleri dinleyebiliriz, neleri izleyebiliriz. hadi bakalım her türlü öneriye açığım. bana kalsa ben saatlerce moda'da oturup denizi izleyebilirim. aslında bir yolunu bulabilsemde kuzenle birkaç günlüğüne bozcada'ya kaçabilsek. ohh ne güzel olurdu..

ben leylek gördüm mü havada görürüm hep. yatıyosa hiç bakmam o tarafa. tesadüfen de hiç yatanına denk gelmedim. gelmekte istemem. sizde denk gelmeyin. gezin görün eğlenin inşallah. amin.

p.s:fotoğraflar evcilik oyunu filminden. gülşen bubikoğlunun o yıllarda giydiği tüm kıyafetlerin hastasıyım. evet bayılıyorum onlara. ayrıca o nasıl saçtır öyle! tarık akan'a bişey diyemiyorum bile. oof oof.

Hiç yorum yok: