22.10.13

Yalniz basima kalmaktan, yalniz kalamamaktan nefret ediyorum. Oyalanacak birseyim olmamasindan nefret ediyorum. Her seferinde ona buna catmaktan nefret ediyorum.

posted from Bloggeroid

alıntı

Sandalyemden kalkıp radyonun sesini daha çok açıyorum, kitabının arasına boş bir kağıt koyup kapattıktan sonra yatağın üzerine koyuyor, yanına uzanıyorum. Beraber tavanı seyrediyoruz. şu hayatta tavandan daha anlamlı az şey var, bunu en az benim kadar o da biliyor, bu huylarını seviyorum, beni anlamasını, bana benzeyişini, beni sevişini. Çünkü evet çok klişe ve çok eski bir replik ama sevgi gerçekten de emek, sevgi iyilik, sevgi dostluk. Geçmişte ne kadar çok sevmiş olursam olayım, bu yüzden ne kadar çok acı çekmiş ama şikayet etmemiş olursam olayım, hiç düşünmeden tüm sevgimi vermiş olursam olayım, fark etmez. Öyle sevmiş bir ben yok artık. Öyle sevmiş, kırılmış ve her anlamda terk edilmiş olmasına rağmen inatlaşırcasına ayakta kalmış kadının içinde, karşısında net bir şekilde durup gözlerinin içine bakan adamı sahiplenecek kadar sevgi var çünkü. Öncekilere verdiği sevgiyle hiçbir alakası yok bunun.

Bu başka. Belki öncekiler aşksa bu sevgi.
Belki öncekiler takıntıysa bu özgürlük.
Belki öncekiler mutluluksa bu huzur.
Mutluluk geçiciydi, huzur kalıcıydı ya... Öyle.
kaynak: jupiter-and-mars

9.10.13

Back to the back.

Facebooku sildim. Üzerimden bi yük kalktı yeminle. Kendime, bloga, filmlere,insanlara, fotoğraflara daha çok vaktim var artık.

Kendimdeki saçma sapan değişikliğin önemli bir sebebiydi bence. Baslarda herşey iyiydi güzeldi de sonradan sonradan boka sarmisti. Simdilik böyle güzel. Ulaşmak isteyen yandaki mail adresinden yazabilir. Burdan yorumlayabilir. Twit atabilir, instagramdan vinedan gözetleyebilir.

Burası benim yerim ve hiçbişey kanitlamaya ihtiyacım yok. İnsanların ego tatminlerine tahammül etmeme gerek yok.

Yarın öbür gün açmaz mıyım? Belli olmaz. Açarsam haber veririm.

posted from Bloggeroid




böyle reklamlar yapın canımı yiyin. bu arada reklamı bu sitede gördüm. canınız sıkılıyorsa gidin bakın inceleyin. adamlar yapıyor.

4.10.13

sigarasız duman üfleme mevsimine hoşgeldiniz


olm bu nasıl soğuk lan!? hayır daha ekim ayının başındayız gelirse ekime gelmezse s.kime falan da demedim ama k.çımın en ince ayrıntısına kadar üşüyorum iki gündür. tam bu sefer alışacam olm bak ben ankara çocuğuyum senin soğuğuğun vız gelir bana diye atarlanmaya başlıyorum hoop haftasonu geliyo ben sıcak denizlere göçüyorum. ıkı günde adapte oluyorum hoop karasal iklimin en boktan halinin kucağında buluyorum kendimi. 
hayır ben geçen sene kasımda denize girmiştim daha ekimin başında eldivenlerle geziyorum. tabiki bir mübaşir klasiği olarak 7643584 kişi de bir görülen tüm hastalıkları kendime çekme özelliğine sahip olduğumdan soğukla başım belada. ani sıcaklık değişimleri, çok sıcak, çok soğuktan korunmam lazım, sigara falan içmemem mevzusuna zaten girmiyorum. 
neyse. özet olarak buralar çok soğudu canım. karabüyü mevsimi başladı. ah ortadünya. ah o g.'nin sevmediği entel sakallı amca...

2.10.13

lan!?

dün bahsettim ya bir mail aldım (bahsetmemişte olabilirim herneyse)ardından -belki bir yılı geçmiştir- blogumu actım şöyle bi göz attım. eskiden takip ettiklerime yeniden göz attım. hiç tanımadığım ama kardeşim gibi sevdiğim bikaç insanın bloglarına baktım. sonra ne kadar özlediğimi farkettim buraları. sonra ilk ne zaman yazmaya başlamıştım lan ben diye düşündüm. açtım eski bloguma baktım 1 eylül de yazmışım ilk. hatta orda da farkettim ki ilk blogum orası da değilmiş burasıymış. kendime yabancılaşmışım resmen. zaten balıklarınkinden bile tuhaf olan hafızamı tamamen yitiriyorum sanırım. 7 yıl olmuş nerdeyse. ne çok şey değişti ve ne çok şey değişmedi hayatımda. ben yeni maskeler taktım ve o maskelere uygun yaşamaya başladım. çevremdeki insanlar değişti, bazıları -çok azı- aynı kaldı. ama hepimizin maskeleri değişti. yaşımız büyüdü ya amk ona göre yaşamamız gerekti. 3 şehir değiştirdim. ankarayla tüm bağım koptu. 2 yılda 2 kez gitmişim lan doğduğum ve üniversiteyi bitirene kadar yaşadığım şehre. sonra istanbul vardı istanbul güzeldi. yine de hiç yerleşik olmadım. deniz dedim sakinlik dedim yeşil dedim. fethiyeye yerleştim. bi yıl sonra kurtlandım iş peşinden koşup tanrıların bile siktirettiği bi kasabaya yerleştim. her haftasonu fethiyeye kaçmaktan imanım gevredi -atalarımızın hangi kafayla söylediği belli olmayan sözlerinden deyimlerinden biri daha işte-. gevremeye de devam ediyor. git-gel.tik-tok. neyse işe dönmem lazım şimdi. artık buralardayım öptüm seni ca'nım blog.

1.10.13

bir şeyler var

Ekim 1



Birgün bir mail alırsınız ve mutlulukla karışık hüzünlenirsiniz. İşte bugün o gün. Fırsat buldukça yazmaya çalışıcam artık. Bu da telefondan ilk deneme olarak kayıtlara geçsin.

posted from Bloggeroid