26.6.09

böyle bir adam var ve...

o dansettiğinde dünya durur!


.

çocukluğumdan bir can daha gitti.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan (zaten sınavlardan bunalım yapmış bünye koyverdi kendini) gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Olamazdı ki nasıl ölürdü o. Benim için hala çocukluğumdaki ten renginde, müthiş danseden, tüm kliplerini ağzım açık izlediğim adamdı ve şimdi gerçekten ölmüştü. Şaka gibi. Gözyaşlarımla beraber çocukluğumda kaydı gitti ellerimden. Zaten ağladığım da bundandı ya neyse... Şimdiki çocuklar çok şanssız. Onların çocukluğunda öyle bir efsane olmayacak çünkü. Onlar j.ustini kral sanıcaklar ne acı...

Herşeye rağmen çok severdim. İlk aldığım kasetti onun dangerous albümü, kapağı bile büyülemişti beni.

Gittiğin yerde bu döt dünyada bulamadığın huzuru bulursun umarım...

24.6.09

isteyene cicibebe

Cicibebe - n'olur affetmeyin beni from cahit on Vimeo

öyle ya da böyle radyoodtüyle haşır neşir olanlar dönen -ilginç- boş cd'li cicibebe reklamlarını mutlaka duymuşlardır. bende bu kadar çok reklam yapılmasına inat haftalarca direndim dinlememek için ama bugün dayanamadım ve nedir ne değildir diye bir göz atayım dedim.

lakin bu cd olayı pek orjinal geldi bana. ve sırf bu yaratıcı fikirlerinden dolayı yazmak istedim. efendim uygulama şu: albümü grubun internet sitesinden ücretsiz indirebiliyorsunuz. buraya kadar herşey normal (ki örneklerini daha öncede görmüştük:bkz. zardanadam). fakat illaki elimde grubun cd'si olsun derseniz müzik cd'si satan bir yere gidiyorsunuz. cicibebe albümü tabuttaki son çivi'yi (kitapçığı, cd kabı bilmemnesi olan cdyi) 1liraya alıyorsunuz. içinden de yazılabilir boş bir cd çıkıyor. ve beleş olarak indirdiğiniz albümü ister audio ister mp3 olarak o cdye atıyorsunuz.

bana ilginç geldi, merakıma yenildim ve yazdım.

bu kadar.

23.6.09

patlayan patoloji yasaklansın.

ne çok sevilirmişim
meğer şu blög camiasında.
iki gündür gelsin biralar, gelsin dondurmalar şu bunaltıcı ankara günlerinde..
hele ki 1 temmuzda sınavlarımın bitip 10 gün aradan sonra da 15 ağustosa kadar staj yapacağımı söyleseydim kazara neler olurdu acaba?
yani içimdeki sesi bastırmasam ibrahim yoğurtluses ağzıyla allah cezanızı verecek dicem ama gram hazzetmiyorum o laftan ve...


*fotoğraf: bant dergisiyle yakından tanıdığımız aylin güngör



.

22.6.09



ama herkes haftalardır
tatilin tadını çıkarırken bir bir şehri terkedip kızgın kumlardan serin sulara atlarken benim finallerimin hala devam ediyor olması sizce de acı verici değil midir?

*foto:

19.6.09

(küçük) gael garcia VS. (küçük) enrah


gael garcia şarkı söylemiş malum. nasıl birşey diye aranırken şu soldaki fotoğrafını gördüm ve birden şimşekler çaktı gözlerimin önünde. sizler için küçük emrahında şu solda görmüş olduğunuz fotoğrafını bulup sizler için birleştirdim.
hadi 2 resim arasındaki 7 benzerliği bulalım hepberaber!



*videoyu izlemek isteyenler için girişler burdan.



.

18.6.09

kişi, kendi kendisine, hep, engel olandır *

sakinleşene kadar kimseyi düşünmeme, kimseyi dert etmeme, kimse hakkında konuşmama, kimse için üzülmeme, kimsenin hakkını savunmama kararı aldım.

*oruç aruoba

yazmak ya da yazamamak

dün eskişehir'deydim
bugün ankara'da
insan kuş misali
birde şu sınavlarım olmasa...

14.6.09

içimdesönmeyenbirbasketbolateşivar!




kaç zaman oldu acaba ben o topa dokunmayalı. ne çok severdim halbuki ne mutluluktu benim için. eğer o sene tüm kızlar bırakmasalardı ya da ben erkeklerle beraber maçlara katılabilseydim belki bambaşka olurdu bugün hayat.

topla oynamayı ne çok sevdiğimi anlatan bir yazım olmuştu daha önce. basketbolun yeri bambaşkadır, voleybolda iyidir. severim zıplamalı oyunları.

herneyse şu an kanalların birinde efespilsen fenerbahçeülker maçı var. benim bu oyunu sıkı sıkıya takip ettiğim dönemlerde tüm takımların adında ucunda kıyısında bir ülker.markasının adı yoktu. o zamanlar daha başkaymış gibi gelir bana hep.
geceleri uyumayıp allstar finallerini izlerdim ben, sonra sabahın köründe uyanıp okula giderdim. lig maçlarını takip ederdim, severdim ve eğlenirdim. sonra ne olduysa vakit bulamamaya başladım. ne maçları takip eder oldum ne oyuncuları.

12 dev adam günleri ne fenaydı. yazlıktaydık o sene yeni lgs'den çıkmıştık. bizim evde televizyon olmadığı için (yazlıkta televizyon olması çok saçma gelir bana) teyzemlere giderdik koşa koşa. her serbest atışta gözlerimizi kapatır sanki biz atıyomuşuz gibi heycanlanırdık. ne günlerdi.. ne oyunculardı.. her birini ayrı severdik.

böyle işte maçı görünce birden aklıma düştü bunlar. özlediklerime bir madde daha eklendi. bu yaz fırsat yaratmalıyım kendime. ucundan kıyısından dokunmalıyım toplara...

ve işte o yılların unutulmaz reklam filmi ve şarkısı:


Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Orhan Veli

13.6.09

haberlerizledinizsıradareklamlar

hayatımda iki yeni blog daha var artık.

1.si bazılarımızın da çok yakından tanıdığı biricik döt'üm. nihayet kendine özel bir yerde yazmaya başladı.
"döt dünya"
2.si bir küçükmübaşir severi, bilgisayar üstadı, teknolojiden sıyrılıp daha kişisel yazmaya niyetlenmiş ve ilk denemelerinde gayet başarılı bulunmuş bir genç: onur baykal.
"onur baykal şahsi blog"

kimbusırraolursamazhar

olm blog var ya insanları yöneten şey kesinlikle güven denilen hissiyat.

örneğin en basitinden üzerinde çok komik veya aptal görünen bir giysiyi sen benimseyip, güvene gerine üstüne giyip çıktıysan anda kimse sana komik diyemiyor (istisnalar her zaman mevcuttur). hatta beğenenler bile oluyor. seninde kafan rahat oluyor zaten kimseyi umursamıyorsun eski bir türk filminde de denildiği gibi 'ben dünyanın en gözel garısıyam' şeklinde salınıyorsun ortalıkta.

hadi bunu geçtim. atıyorum çok iyi bilmediğin ya da eksik bildiğin bir konu hakkında konuşman gerekiyor. eğer sen cümleye güvensiz bir ses tonu ya da ehmöhüm kemküm diye başlarsan zaten 1-0 yenik başlıyorsun ve bundan sonraki her cümle aleyhinde sana geri dönüyor. ama cümleye sağlam, teklemeden ve kendinden emin olarak başladığında karşındaki senin konuya hakim olduğunu sanıyor.

aslında bunların hepsi yalan. komik birşey giydiğinde karşındaki yine sana gülüyor ya da konuştuğun adam senin fos olduğunu anlayabiliyor(bazen) zaten. ama kendine güvendiğin zaman senin için rahat ediyor, huzur buluyorsun adeta. güldü mü karşındaki sende onunla gülüyorsun, 3cümleyi kekelemeden söyledin diye hoca bildiğine mi inandı tıkır tıkır geçiyorsun dersi. hayat böyle. örnekler çoğaltılabilir. ama ben çoğaltmayacağım.


olursa ekime olmazsa mikime demiş üstad, öyledir belki gerçektende.

can simidim ve ben gayet mutluyuz. geçtiğimiz derslerden dolayı da gururluyuz. kompleksli miyiz? olmadığımızı sanıyoruz. kim bilir...

11.6.09

balkonlu yaz-ı...

bu aralar,
  • evin en sevdiğim köşesi -nerdeyse- odam büyüklüğündeki balkon..
  • balkon dışında ders çalışamıyorum, hele ki odamda asla..
  • balkonla odam arasında 3254897842derece sıcaklık farkı var..
  • çok az kitap okuyorum..
  • arkadaşlarımla çok az görüşüyorum..
  • internette çok fazla zaman geçiriyorum..
  • hem herşey yolunda gibi hem de hiçbirşey yolunda değil gibi..
  • sözlü sınavlardan eskisi kadar tırsmıyorum..
  • çok konuşuyorum..
  • çok özlüyorum..
  • çok gitmek istiyorum..
  • sudan hiç çıkmayayım istiyorum..
  • para kazanmak istiyorum..
  • ...

toprakkokusu

dün gece ders çalışırken ben
telefonum titredi aniden
hatun mesaj atmış 3buçuk ay
akçay civarındayım ben
tamam dedim mübaşir
atlatırsın bunuda
derken bir titreme daha
kaptan bu kez yazmış bana
sezon başladı denizlerdeyim ben
iyi dedim tükürürüm böyle şansın içine ben.

cinnet

ne kadar sorunlu bir yeni nesil yetiştiğini korkuyla izliyorum.
dün yine 5.sınıf öğrencisi bir kız annesine sinizrlendiği için kendini asmış.

...
peki ya siz aynı anda kaç kişiyle flört edebilirsiniz?

9.6.09

peki ya aradaki sevgi bitmişse, o zaman ne yapacağız?

adem dinliyorum döne döne.


birkaç gündür ders çalışmama isteğim bugün okula gittiğimde geçer gibi olmuştu malum hepimiz sınav telaşındayız okulda, millet çalışıyo falan haliyle bir gaza gelme durumu, biraz mutlu hissetme yalnız değilim olum hissiyatına kapılma durumum söz konusu olmuştu ama eve adım attığım andan itibaren kendilerinden haber alamadık bir daha.

şu an ders çalışıyor olmam lazım çünkü hala girmem gereken 10 adet finalim var. hatta şöyle ki yarın 1tane, perşembe 1tane ve cuma 1tane daha var. o zaman ben şu an ne yapıyorum? sınavdan geldim öğlen biraz bişeyler atıştırdım notları açtım önüme azcık okudum. sıkıldım, bilgisayarı açtm, internete girdim. blogları kolaçan ettim, taşucu-kıbrıs deniz otobüsü fiyatlarına baktım, facebookta aptal aptal oyun oynadım. sanki tatildeymişçesine yaşıyorum birkaç gündür. lakin tatile henüz çoook var. aradaki kıbrısıda tatilden sayamıyorum malesef o da başlı başına bir gerginlik sebebi çünkü. sonrasında hemen staj başlıyor zaten 15 ağustosa kadar. yolunuz bahçeli, anıttepe o taraflara düşerse yanıma uğramadan gitmeyin annem bi çay neyim ısmarlarım size yalnız bırakmayın beni.

neyse ben biraz daha çalışır gibi yapayım, bakteriler, proteinler, yağlar bilmem daha neler beni bekler.

vay a...

7.6.09

iki gündür ders çalışmamak için elimden geleni yapıyorum. bu haftaki sınavlar fena patlicak bana.

6.6.09

bakmalar denizi

Bakmalar görüyorum bütün gün türlü bakmalar
Pencere bakması, sabahlar bakması, yeşil otlar bakması
Hepsi de beni buluyorlar, hepsi de bir yağmur uysallığında
Gördüm suyun ki yumuşak, gördüm ağacın ki katı
Gördüm ama şey, gördüm ama nasıl, gördüm ama bu kadar göz
Aynı bir gözler denizi, aynı bir o kadar canlı.

Bakmalar görüyorum, gök ortası gibi karşımda
Bulutta göz, uçakta göz, derinlikte göz
Göz oluyorlar birden, bu gözler de yatağa iç yapanları
Masaya üst yapanlar bunlar, atlara atca parlaklık
Yılandan çöreklenmeyi, kediden uyuşmayı çıkaran bunlar da
işte uzunlardan ayak, işte beyazlar beyazından kalabalığı
Bakmalar görüyorum durmadan göz olan bakmalar
Başlama gözleri, çocuklu, masallı, sinemalı.

Okşama gözleri vardı gel git eden parmaklarıma
Aşklardan gelenleri aşkı da bir kullanışlı yapan
Caz bakmaları, düğün bakmaları, dudaklar taşıyan bakmalar
Bakmalar, ateşte, suda havagazında
Ateşten, sudan, havagazındandı gözleri-
Kar gözleri, soğuk -güzel,buğu gözleri hamamlarda
En harlısı bu: savaşlarda, en ışısızı ölülerdeki
Bitti gözleri onlar bitti.

Edip Cansever


p.s: şiiri hatırlatan gülceyi öpüyorum.
p.s: fotoğraf aylin güngör.

3.6.09

heman = ?erkekadam

sevgili blog n'oldu bil bakalım? az önce kainatın en güçlü adamı heman'in türkçe bölümlerini buldum sitelerden birinde. durur muyum hemen izlemeye başladım.

daha öncede
şurda bahsetmiştim heman ve shera'nın hayatımdaki öneminden. o sıralar istediğim gibi tam bölümleri bulamamıştım izlemek için. ama bugün tesadüfen karşıma çıktı aradığım site ve başladım izlemeye. bildiğin mutluluk hormonu salgılıyorum şu an yıllardır böyle tam bölüm izlememiştim çünkü.

çok duygulandım izlerken gerçekten. çünkü o grafikler, karakterler, çizgifilmin sonundaki mesaj kaygıları, heman'in her sahnede değişen saç boyutu gerçekten yaşlandığımı hatırlattı bana. ayrıca nasıl bir kuşak olarak yetiştiğimizi de düşünmeden edemedim.


unutmuşum bazı şeyleri. mesela iskeletorun yanındaki çirkin yaratığın adı : hayvanadam'mış. iskeletor ve heman'in kıyafetimsi şeyleride aynıymış.


ayrıca heman'i yaratan ekipte en az 1 türk olduğunu düşünüyorum. yani bunu düşündüren en basit örnek siyah kaşların ve kahverengi bıyıkların sahibi komutan. daha başka ayrıntılarda var bunu düşündüren.


neyse budur işte bu iç sıkıcı günümün renkli yanı.

öptüm.

p.s: bu çılgın nostajiyi yaşamak isteyenler burdan doyuma ulaşabilirler diye düşünüyorum.

2.6.09

daha önce şurada yazdığım kızlara gelsin bu şarkı, cuk otursun hatta.

ersen'i bit'im kadar sevmem amma velakin..

şu gördüğünüz videodaki dansıyla sempatimi kazandığını inkar edemem.



p.s:amma velakin'nin yazımına burdan baktım. evet böyle yaptım.
p.s:finallerimle birlikte saçmalama sezonum da başladı benim. yazdıklarımda çok fazla ciddiyet arama sevgili blog.
hadi öptüm gözlerinden.

1.6.09

gelen kutuma teyzem düşürmüş bu yazıyı

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...

Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin..

Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa..
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla,köpek görürsen okşa,
çocuk görürsen yanağından makas al.

Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,

sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
yüzünde güller açtıracak.

Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..

Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..

Arkadaşım,hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

Can Yücel