30.5.09

bir çocuk masalı

karpuz kabuğundaki karıncalar kadar şen'im

*muhasebe ve matematikten büt.e kalıciğim dostlar. herneyse şu an önemli değil.
*sınavdan çıkınca eve geldim doğrudan. yıllardır ilk defa bir hafta sonumu evde geçiriyor gibiyim.
*babam dışarıda, annem çıktı tunalı'da sokak festivali varmış oraya gitti. bende fırsat bu fırsat deyip yayıldım televizyonun karşısına. başladım kanallar arasında dolanmaya.
*bir süre boş boş baktım aptal kutusuna sonra ntv'de arasıra denk geldiğim şu programa denk geldim. sokak modası başlığı altında nişantaşı sokaklarındaki uyuz bir hatunu göstermeselerdi biraz daha katlanabilirdim belki programa. ama en fazla 15-16 olan kızın elbisemi nişantaşında bi buğtikten,ayakkabılağrımı italyadaaan, çantamııı ameğrikadaan aldım demesiyle sizin sokak modanıza sıçiyim diyerek anında değiştirdim kanalı.



*sonra şans eseri ece sükan'ı gördüm trt'de. daha önceden duyupta denk gelemediğim bi'dünya tasarım vardı. sevdim ben programı sıkılmadım da izlerken. ayrıca ece'nin üstündeki elbiseye bayıldım.
*onuda bir güzel tükettikten sonra kanald'de teomanı gördüm bu sefer. son zamanlarda sık dinlediğim çoban yıldızının klibini gördüm ilk defa. sohbet keyifliydi.
*derken kabak yellerinin reklamı dönmeye başladı makinada. izlemeyeli aylar olmuş. arabayla uçtular denize sezon finaliymiş zaten. magazin muhabirim sevgili şey'den aldığım duyuma göre efe ayrılıyormuş diziden. ama esas söylemek istediğim bu değildi. denize uçtukları sahnede arka fonda çoban yıldızı çalışyordu. duygulanmadan edemedim.

*neyse işte sonra bıraktım herşeyi bloguma koştum. burdanda kitaplarımın arasına gömülüyorum yeniden.
elbet birgün kavuşacağız sevgili dostlar. esen kalın.

29.5.09

bir istanbul maceramızın daha sonuna geldik.

efenim söylemesi ayıptır atatürk havalimanı civarında 5 yıldızlı bir otelde kaldık. zaten anca yetiştik hemen eşyaları odalara bırakıp koştuk provaya. prova bitti koştuk yeniden odalara giyinmeye. giyindik koştuk bu sefer salona apartopar sahneye. neyse işte 1saate yakın sürdü, bitti, gittik odalara, soyunduk dökündük, indik yemeğe. bir iki kadeh rakı tokuşturduk, 2 muhabbetin belini kırdık. tekrar çıktık yukarıya toplandık bir odada muhabbete devam ettik bu sefer şarap eşliğinde. odada kule bile yaptık yapmadık değil. 1e doğru kendi odamıza çekildik gençler ve biz bu sefer votka muhabbeti sardı bizi. çok derin mevzulara giremedik aşktı meşkti, son kelimeyle şarkı bulup söyleme, söyleyememe durumunda shot yapmaca filan. şişenin dibindeki votkayla shota devam etmece akabinde tekirin deyimiyle sincaplar gibi olma. gülmece, eğlenmece... saat 4 gibi b. gazıyla hayalimizi gerçekleştirmece 9 kişi otelden kaçıp açık çorbacı aramaca. en sonunda etiler adındaki güzide büfeyi bulmaca, karnımızı doyurmaca. akabinde otele dönüş 5buçuk gibi yataklara giriş. 8 buçukta açık büfe kahvaltı. az biraz havuz keyfi. sözüm ona o havuz behlül'ün yüzdüğü havuzmuş, dün geceki bölümde yine göstermiş hatta. duş, toparlanma ve 11buçukta ankara'ya dönüş... budur işte 1gece 2güne sığan. 24 saat az geliyor bize.
bu arada bize silivri müziğini çalan çanakkaleliye hayran kaldığımı söylemeden geçemicem.
saygılar sevgiler.
şimdi ders zamanı.
lets go to the disco.
party time.
yeah!

26.5.09

o değil de..

ben yarın sabah istanbul'a yola çıkıyorum.
hafta sonu açıköğretim finalleri var, salı günüde kendi finallerim başlıyor. benim ne işim var istanbul'da 2 günlüğüne?

25.5.09

ilk aşkını unutamayan son aşkını tanıyamaz*

özledim;
geceleri köydeki evin damına çıkıp yıldızları izlemeyi, güre'de iğdelerin altında sabahlamayı,
bisiklete binmeyi,

denizde açılmayı,
köyden arabaya doluşup ölüdenize kaçmaları,

kayan yıldızlardan dilek tutmayı,
yosun kokusunu,
geçen yazı,
çocukluk arkadaşlarımı,

p.la zeytin ağaçlarının arasında powerrangersçılık oynadığımız günleri,
iskeledeki hamile köpeği,
sahil büfedekilerle eğlenmeyi,

fethiyedeki tekne turlarını,
arabayla yolculuk yapmayı,
annem ve babamla haftasonu kaçışlarımızı,
yeşilliği,
sakinliği,

güredeki evin tulumbasından su çekmeyi,
denizden dönüşte o buz gibi suyla duş almayı,

geceleri köyde saklambaç oynamayı,

kuzenlerimi korkutmayı,
annemden gizli meybuz yemeyi,
ve daha birçok şeyi...


p.s: evet fotoğraflar bana aittir.
p.s: başlıktaki sözü u. söyledi geçen gün ama sözün kime ait olduğunu unuttum.

23.5.09


grandpa & sandie
Originally uploaded by SANDIE BESSO
daha iki gün önce dilemiştim oysa ki: dedeler torunlarını hiç bırakmasınlar ve hiçbir çocuk dedesiz büyümesin diye...

ama yine olmadı ne yazık ki... dün çok huzursuz kalktım yataktan, kapıdan çıkarken gözlerim karardı, bir 5 dk apartman mervidevenlerine çöküp kendime gelmeyi bekledim. o an aklıma gelen tek kişi vardı. bütün günü, olmamasını dileyerek husuzsuzca geçirdim, kuzenin düğününde onlarla olmamı çok isteyen anne ve babamı kırdım, tüm akşamı evde geçirdim ve kafamdakilerden kaçmak için uyumaya çalıştım.

bu sabah annemin telefonu çaldığında ben ağlamaya başladım sessizce. kötü haber. off.
gerçekten sevdiğim yaşlı insanlarla aramda garip bir bağ kuruluyor, bu kaçıncı oldu artık. sanki son günlerini onlarla yaşıyorum, tüm günüm huzursuz ve mutsuz geçiyor. sonra yine aynı haber...

dedeler torunlarını hiç bırakmasınlar istiyorum tüm çocuklar dedeleriyle büyüsünler.

21.5.09

günler çuvala mı girdi?


kırk yılda bir bir haftalık boşluğum var. ve siz aynı gün aynı saatte sahne alıyorsunuz! ayıp değil mi?
ya işte sağdaki cinim de bir dengesiz herifler konseri gününden yadigar bana.
hey gidi günler hey.
olm yaşlanıyoruz lan! farkında mısın?

bütün büyükler bir zamanlar çocuktu.

bugün ne saçma birgün yahu.
dün gece uyumadan 2tane saat kurdum. 6ya ve 6yı 10 geçeye. ama gel gör ki uyanmaya çalıştığımda saat 7yi çeyrek geçiyordu. ben 6gibi uyanmış olup 1 saat ders çalışıcaktım sözde sabah ki sınava. herneyse 2ayağım bir pabuçta ancak hazırlandım düştüm yola, koştum okula. dersliğe gittim o da ne kapı duvar! şirine asistan c.ni gördüm o sırada dedim sınav noldu? dedi sınav öğle arasında. dedim birgün önceden sınav saatini öğrenmeyen kafama sıçayım. düştüm yola gittim sabahın köründe ıssız kütüphaneye, koydum başımı çantaya. burda film kopuyor bende ama rüya gördüğümü hatırlıyorum. sonra bir tıkırtıyla açtım gözümü, ilk defa gördüğüm bir çocuk şaşkın şaşkın bakıyor bana. dedim her insanın başına gelir böyle şeyler. sonra çalışır gibi yaptım biraz, önceki sınav sorularının cevaplarını öğrendim. öğle arası gittim sınava girdim. çıktım derse girdim. ondan da çıktım. kızılay yollarına düştüm. sahaflara daldım. ö.beye çok güzel bir küçükprens kitabı buldum. şu an hava feci yağmurlu aslında çok güzel ama çok uykum var. yarına yetiştirmem gereken bir ödevim var. özgekız yolda konsere yetişememesi söz konusu. bende bir üşengeçlik. sanki mfö'ye gitmeyecek gibiyim. hatta birazdan eve gidip küçük prens okumayı düşünüyorum. kendime de oz büyücüsü'nü aldım. onu da okurum belki bugün.
o zaman bana müsade şimdilik. eve gidince karalarım muhtemelen yine. uff aklımda mfö'de.

p.s: nada'nın alis isimli bir şarkısı var çok güzel. burdan dinleyebilirsiniz.

uu baby baby it's a wild world...


son günlerde kiminle konuştuysam hepsi mfö konserine gelmekten söz ediyor. e haydin gün bugündür, buyrun gelin işte akşam görüşelim. canın sıkılırsa küçükmübaşir diye çemkir ben seni bulurum. ının ının ının.

p.s: mfö'nün tahmin edilen sahneye çıkış saati 22.30. ayrıca hava yağmurlu yine haberin ola sevgili gencay.

20.5.09

sevda serimden gitmez de al fistanlım gaytanlım

oh my god! yoksa bu ses... çocukluğum...

woohuu...

sular kadar duru, ceylanlar kadar güzel:

çok seviyorum ki!
ceylan ertem

iddia ediyorum top oynarken benim kadar mutlu olabilen bir insan daha yoktur.
çocukluğumdan beri reddedemediğim oyundur. çok acayip, gerçekten mutlu oluyorum oynarken.
*giz yine tercümanım oldu.
reddediyorum.
bana kadınsın ve askere gitmeyeceksin, o halde niye reddediyorsun, diyorlar. reddediyorum, çünkü ben askere giden dostlarımla, kardeşlerimle askere gidiyorum. ben askere gitmeyi reddettiği için dövülen dostlarımla dövülüyor, öldürülüyorum.


tamamı >>
acaba ben niye sokakta kulaklıklar kulağımda tüm çevreden kopup gezemiyorum? insanlara güvensizliğimden mi sokağın sesini sevdiğimden mi?

18.5.09

özgürlük sen nerdeysen orada! yersen.

evet tamam missipipi'nin tee şu postunda dinlediğimden beri sürekli dilimde inkar etmiyorum, kendimi sık sık feyriteeeeeyl diye bağırırken(içimden tabiki bu haykırış, dışımdan bağırmama insanlığın henüz hazır olduğunu sanmıyorum) yakaladığımı da itiraf ediyorum. n'oldu mutlu oldun mu? hıh!
herneyse, gün gelmiyor ki ben huzura ereyim, kafam bomboş olsun, şöyle gevişe gevişe yatayım falan. yok anacım olmuyor yani. sınavmış, gösteriymiş, konsermiş, stajmış, salakmış, zekiymiş, yakışıklıymış değilmiş şu 6 ayda 6yıl yaşlandım vallahi. hayır tam durulcak diyorum hooop başka birşey çıkıyor. hayat memat işte naparsın.
stajı ayarladım diye sevinirken acı gerçek yüzüme vurmaya başladı. ey küçükmübaşir 15ağustos'a kadar ankaradasın işte. oh olsun sana! öyle işte her oturduğun masaya, sıraya yelkenliler martılar çizersin anca, rüyalarında görürsün denizi.
zeytinli rock fest'i foçaya taşıyan zihniyetin tüm akrabalarıyla ahbap oldum sanırım.
bana illaki bir hediye almak istiyorsan şu muhterem insanın çok yakında satışa sunulacak tişörtlerinden alabilirsin.
kendi okulumun şenlikleri başlayamadan benim enerjim tükendi yine şenlik şenlik gezmekten. hergün hoplayıp zıplamakta sıkıyormuş beni. arada bir yapmak en iyisi. ayrıca şimdiye kadar gittiğim hiçbir konserde beytepede bunaldığım kadar bunalmamıştım. o nasıl kalabalıktır, o nasıl dumandır yahu. puff hiç bana göre değil.
beni gülümserken ve mutlu gördüğünde yüzünün aldığı ifadeye bayılıyorum şekerim ve teşekkür ederim sayende hep mmutlu geziyorum okulda. hahh!

yarın yazacaklarım var;


ama şimdi ders çalışmalıyım.
görüşürük.


12.5.09

huh!


* yazacaklarımı yine unuttum. olur olmadık yerlerde aklıma geliyorlar değil kağıt kalem, yazı yazıcak tuvalet kağıdı bile olmuyor etrafta.
* notlarım ilginç şekilde yüksekler bu dönem(kime göre, neye göre?). demek ki neymiş rahat olmak, okul dışında şeylerle vakit geçirmek, 1 sınava en fazla 1 gün önceden 3 saati aşmamak koşuluyla çalışmak gerekiyormuş.
* hadise'nin performansı kötüydü be. çok acemi duruyorlardı sahnede, hani hatunu bilmesem, görmesem televizyonda orda burda sahneye ilk kez çıkmış dicem. sevmedim.
* en sevdiğim yazı tipi trebuchet şu dandini blogda.
* bugün üstüm başım sığır koktu resmen eve geldim doğru banyoya. uff çok fena büyük hayvanla uğraşmak.
* anima dinlemeyi özlemişim.
* sinemalarda bir sürü güzel film oynuyor yine, ama hiçbirine gidesim yok.
* gitmek demişken perşembe-cuma beytepedeyim.
* yarın staj yerimle görüşmeye gidicem.
* bu sene sanki hava güneşliyken bile bir sıkıntı var, bir karanlık var. gözlerime perde mi iniyor ne?
* duşta suyun altından çıkmak bilmedim bugün. ılık su ohh. denizde olduğumu bile hayal ettim bir ara. durumum vahim.
* aaa esas en önemlisi burayı okuyan gören güzel insanlar, interrail yapmış birini arıyorum. deneyimlerini benimle paylaşsın. lütfen.
* dün g.dan garip bir yorum aldım. güldüm kendi kendime yok artık dedim.
* e.in kindarlığından bıktım. çok çocukça davranıyor. ben sallamadıkça kendi kendine sinir yapıyor. tanıyorum. yanlış yapıyor. biri uyarsın şu kızı.
* ben aslında jokerim.
* geçen gün gıda hijyeni dersinde canımız ne balık istedi be. 2 dakika kurduk sofrayı hayalimizde t.le. rakı, balık, deniz, hafif rüzgar...
* şaka maka 3.sınıf bitiyor. 4-5.. ee sonra?
* hafta sonu yine aynı terane. sıkılmaya başladım iyiden iyiye.
* 3temmuza biletlerimiz alınmış. lapta'yı özlemiştik. alışkanlık yapıyor.
* athena'nın d.i.h.o. diye bir şarkısı vardı bildin mi?
* saat yine 12yi geçmiş yarınki quiz için kapak kaldırmadım. çok sıkıcı napiyim!?

al işte yine hafriyat!

huh! çatlıyorum burda.

ekmek, adalet ve özgürlük için!


Tel by ~gknozkn on deviantART

haydi barikata - bandista

*bandista

9.5.09

"evrenin sonsuzluğunu tam ortasına sıçarak kutluyorum"

bilge tavuktur; candır ciğerdir.
her okunduğunda kahkaha krizleri geçirten, zekasına hayran bırakandır.
onunla tanışmalısınız bence.
bilge tavuk

dumur üstüne dumur!


ben yıllardır ankaranın muhtelif duvarlarında köprülerinde falan şu yandaki afişi görüyordumda hep gerçek olmadığını varsayarak bilinçaltımın derinliklerine itiyordum. ama alkışlarla yaşıyorum hayatımı kararttı. yahu gerçekmiş ya bunlar olum niye uyarmadınız lan beni!? adamlar klip çekmişler bide bi sürü çok acayip. link mink vermiyorum abi benim hayatım karardı sizinki kararmasın.

motoru yakmak isteyen beri gelsin

geçen senelerde dayımın bir arkadaşının bize izlettiği, dayımla bizim dumur olduğumuz klip ve şarkı.
bir de azis var ki akıllara zarar. ille de izlemek istiyorum diyorsanız buyrun tık.

bedüklendik

sabah uyandığımda tüm sevimsizliğim üstümdeydi yine. zar zor kalktım, biraz oyalandım, çay içtim, gündüz kuşağı programlarından burç yorumumu dinledim. dersin başına oturdum, çalıştım, sıkıldım, bıraktım. hazırlanmaya başladım. okula gittim, 4buçukta sınava girdim, çıktım. ulusta ö.le buluşup odtü yollarına düştüm. odtüye girdim, hala keyifsizim, 1sene olmuş odtüye gitmeyeli. bir zamanlar her fırsatta soluğu orda alırdım, üniversite hayatımın orda geçeceğine inanırdım. şimdi orda değilim ama yinede yeri bambaşka benim için. herneyse devrime girdik heryer dopdoplu. şimdiye kadar hiçbir şenlikte, konserde o kadar dolu görmemiştim o alanı. sahnenin önü arkası sağı solu insan kaynıyor. bildiğin tüm odtülüler ve biz arada kaynayanlar eski 45liklerle coşuyoruz, ankara havalarıyla oynuyoruz. biralar yudumlanıp müzik ve kalabalık coştukça keyiflenmeye başlıyorum. derken bedük çıkıyor sahneye. aman yarabbi. birden herkes çılgınca dansetmeye başlıyor. bedük söylüyor söyletiyor oynuyor oynatıyor. bir bakıyorum moving forth moving back diye bağırıyorum , bir bakıyorum you gotta be my man diye höykürürken buluyorum kendimi. en son stayin' alive ve can't touch this'te kaybediyorum kendimi. gecenin sonlarına yaklaşırken külkedisi moduna geçip dolmuşların yolunu tutuyoruz o.la. giderken hala dansediyoruz. sonra ben karar veriyorum önümüzdeki cumada beytepedeyim bedüklenmek üzere...

5.5.09

ankara'da şenlik rüzgarları esiyor.

ey sevgili ankara öğrencileri güneşi hala göremesekte baharın geldiği bir gerçek ve malum ankara'da üniversite okumanın en eğlenceli zamanı-bence- şenlik zamanları. elime geçen şenlik programları ise aşağıdaki gibi. gidin, için, zıplayın, eğlenin ne bileyim işte yapın birşeyler. herneyse programların değişme ihtimali her zaman mevcut. aradığınız sarkıcıyı gidipte bulamazsanız bana küfretmeyin ha!

ANKARA Ü.
20 Mayıs Çarşamba Funda Arar - Gece Yolcuları
21 Mayıs Perşembe MFÖ - Özgür Çevik
22 Mayıs Cuma Şevval Sam - Üniversite Grupları
23 Mayıs Cumartesi Kurban - TNK
24 Mayıs Pazar Volkan Konak - Şehnaz Sam

ODTÜ
6 Mayıs Çarşamba 19.00: Grup Munzur - 20.30: Kardeş Türküler
7 Mayıs Perşembe 18.00: Sisli Rüya 19.00: Bandista 20.15: Yeni Türkü
8 Mayıs Cuma 18.30: Allegria 19.00: 45'likler 20.00: Bedük
9 Mayıs Cumartesi 17.30: Odien 18.30: Negative 20.00: Hayko Cepkin

UFUK Ü.
8 Mayıs Cuma 19:30 Yeni Türkü - 22.00 Hayko Cepkin
9 Mayıs Cumartesi 19.30 Sıla - 22.00 Murat Boz

BİLKENT Ü.
7 Mayıs Perşembe: Nil Karaibrahimgil - ODEON
8 Mayıs Cuma: Mazhar - Fuat - Özkan - ODEON
9 Mayıs Cumartesi: Radyo Bilkent Açık Hava Partisi - ŞENLİK ALANI

ÇANKAYA Ü.
7 Mayıs Perşembe: Emre Aydın
8 Mayıs Cuma: Yonca Lodi

GAZİ Ü.
12 Mayıs Salı: Manga
13 Mayıs Çarşamba: Demet Akalın
14 Mayıs Perşembe: Nev
15 Mayıs Cuma: Helldorado

HACETTEPE Ü.
13 Mayıs - Çarşamba: Kenan Doğulu
14 Mayıs - Perşembe: Duman
15 Mayıs - Cuma: Dolapdere , Bedük
16 Mayıs - Feridun Düzağaç , Ezginin Günlüğü

TOBB ETÜ
15 Mayıs - Boşcadde / Direc-t / Bengü
16 Mayıs - Volkan Konak
17 Mayıs - Pilli Bebek / Abluka Alarm / Sagopa Kajmer - Kolera

4.5.09

her yerde bir omegle çılgınlığı var yahu. ben yine geri kaldım tabi son 4 günümü yiyip bitirmekle kalmayıp beni de bitiren festival yüzünden. her neyse hemen kaldığım yerden sanal aleme geri döndüm ve kendimi omegle sularına bıraktım ve olaylar gelişmeye başladı.