23.11.09

ama bu şarkı...

lise zamanlarıma armağan bu şarkı... ne söylerdik bunu ve diğer şarkıları.. konsere gitmekte taa üniversitenin ilk yılı kısmet olmuştu. hey gidi hey. şimdi klip çekmişler hacı. bak izle dinle. hergün içeceğim ve sana pis pis güleceğim...

Dengesiz Herifler - Her gün içeceğim

Dengesiz Herifler | MySpace Music Videos

18.11.09

aklımı tutamadım kafatasımda, uçtu uçtu!

http://fizy.com/s/1ahu7a

duman grubu diye anons etmeyeymişin iyiymiş be nejat abi. neyse.


bu arada kerhane lafını dershane lafından daha sempatik bulmaktayım. o ne öyle dershane böğh.

14.11.09

bu blogun yetkilisiyle görüşmek isteyen şey'e

aradığınız kişi hayattan kopmak üzeredir. 5haftaya yayılmış vizelerinin 7tanesini 6güne sığdıran öğrenci temsilcisi ve danışman hocasına sayıp sövmekte, yeni seçilen dekan yüzünden okulunun hiç bitmeyeceği inancına kapılmaktadır. yapamadığı birçok şey, gerçekleştiremediği birçok hayal,eksiklikleri immun sisteminin de zayıfladığı şu günlerde yüzüne birer tokat gibi inmektedir. sayılan ve sayılamayan birçok sebepten aradığınız kişinin depresyona girmesine ramak kalmıştır.
.

12.11.09

panik vardı bi ara deniz yılmaz falan..



sanırım artık ders çalışmaya başlamalıyım. oyalandıkça vicdan azabım artmakta. bugünkü eşlikçilerim elliott smith ve lady&bird.
neyse işte önümüzdeki hafta bissürü vize olması yetmiyormuş gibi bir de quizleri sıkıştırdılar aralara.
ahh okuyacak fakülte mi yoktu anasınısatiim. mis gibi uludağ'da okumak vardı işte. niye ankara'da kaldım ki tercih yapan kafamasıçiim.
amaan bullshit!
toksikolojiden de 40 almışım ki sorma.
hadi sen burdaki şarkıyı dinle. çok beğenirsen de bana mesaj bırak sana albümü yollarım.
yea.

p.s: haberlerdeki domuz gribi abartmaları bit artık olur mu.

11.11.09

sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?


tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.

meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 ***






8.11.09

isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü...



Originally uploaded by i.Anton
anahtardeliğine şöyle bir göz attımda 2007 eylülünde başlamışım blog yazmaya. o zamanlar ne güzel yazarmışım. artık öyle uzun cümleler kurmaya ne sabrım ne de kelimelerim yetiyor. twitter, facebook ve türevleri ile çok fazla blog okumanın beni kesinlikle olumsuz etkilediğini düşünüyorum. okudukça yazasım gelmiyor çünkü. bu huyumdan vazgeçmeliyim. çok okumaktan mı okuyup okuyup yazamamaktan mı?

okumayı reddetmek istiyorum. şu an. mümkünse birkaç kişi dışında kimseyi okumayayım. yapabilir miyim? belki evet belki hayır. yapmak istiyor muyum? evet.

bir garip domuz gribi.

yine yeniden fırsat buldukça diğer bloguma daha mühim konular hakkında yazılar yollamaya başlayacağım.
az önce domuz gribi hakkında gelen bir mesajı aynen kopyalayıp yapıştırdım.

uyanık olun.

link: anahtar deliği - domuz gribi hakkında

sesin karizmatik, kulağın delik olsun.


ses gerçekten 1.derecede etkileyici birşey. en azından benim için.
misal piiz vokali emir, sancılı inek vokali nafiz'in sesleri beni benden alır, ayaklarımı yerden keser.
tamam abartmış olabilirim ama bu adamlar 24 saat söylese ben 25 saat dinlerim.
hastasıyım.



p.s: evet ses konusu açılmışken "sesimin olanca müşfik kenterliğine rağmen casey affleck gibi osuruk ses düzeyinde konuşurum,hava atmam." diyebilecek kadar alçak gönüllü demirbey'e de selam ederim.

7.11.09

sailing away


sailing away
Originally uploaded by i.Anton

*yalnız bi önceki posttaki fotoğrafın renkleriyle senin rengin ne kadar uyumlu oldu be blog.

*o değilde bugün öyle bi sınava girdim ki. soruların 5te1ini ilk defa duydum. tok-sik-oloji. adın batsın olm. ne boktan derssin sen.

*sıfat tamlamaları vardı bi ara. n'oldu onlar?

*denize açılasım var. açılıp gitsek ya. hergün bir başka limanda bazen kimssiz koylarda. yelkenler fora.

*arkadaşım eşşeki söyleyen diyarbakırlı çocuklara hayran kaldım. helal olsun.

?



  





bu aralar uzun yazamadığım gibi uzun yazıları da okuyamıyorum.
bence vizelerin ve sürekli birşeyler okuyor olmanın verdiği sıkıntıdan olabilir. sence?
*fotoğraf: i.Anton

5.11.09

gece gece hiç hoş olmadı ama.

bulutlar iç içe ve her an başka bir resim oluyorlar
başka bir adla, başka bir zamanda rastlasaydım demiştim ya o gün sana
vazgeçtim, kaçmak yok, söz bu kez
çok güzel uyuyorsun diye yanımda
bak, çok gevezeysem, hadi kapat çenemi
sözcükler ne ki duygular yanında
yoksa yarın sabah uyanıp ayrılınca
utanacağım şeyler söyleyebilirim şimdi
ya da bırak hazır açmışken kapılarını
kalbime biraz daha temiz hava girsin
yalancıyımdır biraz ama bana inan
sarhoşken hep çok sahiciyimdir
yine fazla içmiştim bu akşam da
coşmuş kalbim,of nal gibiyim.
sağır, kör, dilsiz görünür kalbim
ama bil, ben aslında iyi biriyim
bilirim, çok kirlidir aşk sicilim
sadakat konusunda pek iddialı değilim
ama bu kez farklı olsun diye
sen denersen, ben de denerim
pek iyi olmadı şarkı, boş vereyim
gel hadi ‘ortaçgil’ dinleyelim
sıcaklığını verirken sen bana
sızayım aniden kollarında
çok düşündüm kaçarım diye ama dedim;
ne zaman anlaşmış ki kalple beyin
ve hele ne zaman düşünsem seni
yaprak gibi titriyorken kalbim

4.11.09

ne yaparım ki ben.

Doğru düzgün yazmayalı epey zaman olmuş. Farklı farklı yerlere kısa kısa şeyler yazmaktan buraya yazamaz oldum. Birde bu klavyeye hala alışamadım. Herneyse şu yazamadığım süre zarfında neler oldu neler. Sayısalı tutturdum, dünya turuna çıktım, evlendim, boşandım, torunum oldu, paraşütle atladım, scuba daldım, çılgınca alışveriş yaptım, 4üniversite bitirdim, 6dalda doktora yaptım, alkol komasına girdim, ordinaryus profesör oldum, saçlarım beyazladı, sarışın oldum... Hayır. Henüz yapmadım vefakat elbet birgün sana bunlarla da gelicem blog. Ama henüz zamanı değil. Doğru zamanlama önemlidir biliyorsun. Herneyse.
Yaz(a)madığım zaman zarfında bir fethiye çıkarması yaptım. Hava cillop. Son 2 gün yağmur yağdı ama mis gibi. Sonra tam döneceğim gün kaptan kaza geçirdi. Ama ucuz atlattı. Bana triplerde hala. Annemler hala köyde. Ben anneanneme taşındım. Ankara'ya geldiğim andan beri kıçım donuyor. Yok yok kıçım sağlamda bu burnum hiç ısınmıyor benim onu napcaz? Vizeler başladı. 2si gitti. cuma 1i daha gidecek. Bu arada yarın resmen kliniğe başlıyorum. Bir de şu nöbet işini ayarlarsam fıstıık gibi olcak herşey. Başka yaptığım birşey yok işte. Kendi halimdeyim bu ara, kimseciklere bulaşmıyorum. Yoruldum sanırım fazla hareketten. Şimdilik iyi böyle. Yakında sıkılır kıpırdanırım zaten. Aşktan meşkten de elimi eteğimi çektim. kendimi mesleğime adayacağım(yalan da neyse).
Son olarakta tüm ankara'da yaşayanlara rashit'ten hava soğuk isimli şarkıyı armağan ediyorum.
***
Bu aralar saçmalama potansiyelim yüksek. Yakında yazarım elbet. Öpüldnüz. Grip mrip ayağına öpülmek istemeyen varsa geri kaçsın.

lets go johnny!

hayır yani biz senin ayazına alışkınız. bu esmekte nerden çıktı ki şimdi?