11.2.09

hayat çok acayip

hayat çok acayip. günler hatta aylar öncesinden planladığınız, hayallerini kurduğunuz bir gün berbat bir şekilde gerçekleşebiliyor ya da herşey olması gerektiği gibidir ama siz değişmişsinizdir, karşınızdaki değişmiştir. olabilir neden olmasın ki? bazı şeyleri konuşmanıza gerek yoktur artık bakışlarınızla dokunuşlarınızla anlatırsınız herşeyi birbirinize. bir daha eskisi gibi olmayacaktır bilirsiniz, ama yinede çok özel ve güzeldir yaşananlar.
bir başka gün planınız programınız yoktur son anda bir dosta haber verirsiniz gelip gelmeyeceğini bilmeyerek ama o tabiki de gelecektir, çaylar yudumlanırken sohbet edilecek, sinemaya gitmeye karar verilecek, sonra bir kendinize geleceksiniz gün bitmiş ve siz mutlusunuz.
***
hayat çok acayip. insanlar yaşlanıyor, zaman geçiyor. tersine çalışan bi saatim olsa keşke; en kötü zamanımda geçmiş mutlu bir anıma dönebilsem. bazen gözlerimi kapatıp dönebilsemde olmuyor işte her zaman.
***
bazen en çok yanında olmam gerektiği zaman, sana acil ihtiyacım var dediğinde canım kadar çok sevdiğim bir insanın yanında olamamaktır en çok canımı yakan.
kötü birşey olduğunda üstüste gelir herşey, en yakın arkadaşının sana çok ihtiyacı vardır ama sende berbat bir durumdasındır, yinede yanında olmaya çalışırsın ama yetmez, özümseyemezsin onun acısını, yalnız hissedersin kendini, yalnızsındır da.
***
hayat çok acayip. bu dünyada antidepresansız hayatta kalmak için sürekli film izlemek, birşeyler okumak, müzik dinlemek ve mümkün olduğunca içinde bulunduğun durumu az düşünmek, filmlerin kitapların seni götürdüğü hayaller dünyasında yaşamak gerekiyor. bugün buna karar verdim. geçen bir ayda yaşadıklarım fazla geldi bana, gazetelerden, haber saatlerinde televizyonlardan, çalan telefonlardan, gelen mesajlardan kaçar olmuştum. bazen herkesten herşeyden uzaklaşmak, farklı insanlarla farklı şeyler yapmak ilaç gibi geliyor. bugün istanbul'daki son günüm ve ben kendimi bir hafta öncesine göre çok daha iyi ve güçlü hissediyorum.

Hiç yorum yok: